31 Mart 2016 Perşembe

'Erzincan, Erzurum Kongresi Sonrası Bir Fotoğraf



    ''Erzincan, Erzurum Kongresi sonrası bir fotoğraf; Erzincan adliyesi önü. Pankartta Fransızca olarak “Yaşasın Wilson Prensiplerinin 12. Maddesi" yazıyor. Tarih 24 Eylül 1919'' Peki wilson prensiplerinin 12. maddesi nedir? Dikkatle okuyunuz!

''Madde 12. Bugünkü Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı, Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır. Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır''

Şimdi durup düşünün. Osmanlı imparatorluğunun içinde, nasıl oluyor da bir ingiliz çıkıp da Türklerin kaderini belirleyebiliyor? Hani Padişah? Padişahın askerleri, subaşı, yeniçerisi, kapukupulusu vs..vs.. Hani nerededir? Türk Milleti kaderine terkedilmiş ve bir ingilizin insiyatifine bırakılmıştır. Ve ne yazık ki Türk Milletinin bu acı durumunu kabul edip, bir de ingilizin bu hastalıklı fikirlerine destek olanlar da aynı imparatorluğun bir parçası olmuş. Peki Mustafa Kemal Paşa ne yapmıştı 1919'dan sonra? Hepimiz biliyoruz... İşte bugün Atatürk'ümüze ve silah arkadaşlarına en acımasız iftiraları atanlar, bu pankartta yazanlara yani bir imparatorluğun içinde bir ingilize güvenenlerin, ona sarılanların torunlarıdır. Bunun bir başka adı ise, Kurtuluş mücadelesini yapan kahraman Türk Milletinin, kadınıyla erkeğiyle çocuğuyla yaptığı bu mücadeleyi, verdiği bu savaşı hiçe saymak, aşağılamaktır.

Not olarak ekleyelim : Bu maddenin ilk cümlesi yani 'Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Türk kesimlerine güvenli bir egemenlik tanınmalı' cümlesi, Osmanlı imparatorluğuyle Türkleri ayrıt etmekte ve Türklerin bu imparatorluk içinde güvende olmadığını bize gösterir.

2. cümlesi : ''Türk yönetimindeki öbür uluslara da her türlü kuşkudan uzak yaşam güvenliğiyle özerk gelişmeleri için tam bir özgürlük sağlanmalıdır.'' cümlesi ise, imparatorluktaki diğer azınlık gruplar mesela ermeniler gibi ya da ingilizin fransızın rumun vatandaşları gibi, olan azınlıklara özerlik getiriyor. Yani resmi olarak Osmanlıyı bölüyor.

3. ve son cümle ise, yani ''Ayrıca Çanakkale Boğazı uluslararası güvencelerle gemilerin özgürce geçişine ve uluslararası ticarete sürekli açık tutulmalıdır'' cümlesi ise, herhangi bir yasal uygulamaya ve denetime tabi tutulmadan, her türlü silah, mühimmat ve asker desteğinin yapılabilmesine de olanak tanıyor.

Düşünün başımıza ne işler gelecekmiş meğer eğer kurtuluş savaşını yapmasaydı dedelerimiz ninelerimiz...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder